Geliyê Zîlanın unutulmayan çığlığı İstanbul’da yankılandı.
İstanbul’da bulunan İsmail Beşikçi Vakfı, tarihsel hafızaya kazınacak nitelikte anlamlı bir sergiye ev sahipliği yaptı. Doğubayazıtlı araştırmacı-yazar Nihat Gültekin’in 15 yılı aşkın süreyle topladığı arşiv ve belgelerden oluşan sergi, Zîlan Deresi Katliamına dair tanıklıkları gün yüzüne çıkardı.
Zîlan Deresi katliamı olarak hatırlarda yer eden bu büyük trajedi, bu kez bir yüzleşme eylemi olarak sergi salonuna taşındı. Gültekin’in titizlikle oluşturduğu arşiv, yalnızca bir sergi değil; aynı zamanda adalet arayışının sessiz bir çağrısı niteliğinde.
Serginin küratörlüğünü, Vakfın Sanat Danışmanı Şerif Yaşar üstlenirken; açılışta Prof. Dr. İsmail Beşikçi, araştırmacı-yazar İbrahim Gürbüz ve araştırmacı-yazar Nihat Gültekin de konuşmalarıyla yer aldı. Katliamın yıldönümüne denk gelen açılış, yoğun katılımla gerçekleştirildi.
Nihat Gültekin, yaptığı konuşmada, “Bugün benim için sadece bir sergi günü değil, aynı zamanda tarihî bir gündür. Acıların, inkârların, katliamların hatırlandığı bir gün. Bu sergide katledilen insanların yüzlerini, yaşamlarını ve o yaşamların son bulduğu mekânları 36 fotoğraf da bir araya getirdim. Her biri bir hafıza parçası, her biri bir tanıklık. O fotoğrafların karşısında dururken insan yalnızca bakmıyor. Bu sergi yalnızca geçmişi anlatmak için değil; bugün hâlâ sesi bastırılan bir halkın çığlığını duyurmak içindir. Bu sergi, sadece fotoğraflardan ibaret değil. Her bir yüz, her bir çizgi, her bir kırışıklık bir tanıklıktır. Geliyê Zîlan sadece bir vadi değildir, aynı zamanda bir sessiz çığlıktır, bir yas toprağıdır. 95 yılı aşkın bir süredir susan tanıklar, şimdi yüzleriyle, sözleriyle, hatıralarıyla konuşuyor. Bu sergi, hafızaya tutunmanın, kaybolanı belgelemeye çalışmanın bir çabasıdır.
Fotoğraflar sadece insan yüzlerini değil, suskunluğun gölgesini de taşır. Hayatta kalanlar, yaşadıkları travmanın ve kayıpların ağır yükünü omuzlarında taşıyor. Sessizce yaşanan acılar, gün yüzüne çıkmayı bekleyen hikayeleri kitaplarda, belgesellerde topladık. Şimdi de fotoğraflar sözleri aktarıyor. Hafıza oluşturuyoruz. Bu fotoğraflar, unutulmaması gereken o seslerdir; tarihin karanlığında unutulmaya yüz tutan bir hafıza.
Zîlan Vadisi’nde yaşanan katliamdan sağ kurtulan çocukların bu fotoğraflarını çekerken 80-90 yaşlarında idiler. Onların gözlerinde geçmişin ağırlığı, seslerinde gömülü bir hafıza var. Zîlan’dan geriye kalanlar, yaraların sessiz tanıklarıdır. Her yüz, yaşanan acının bir haritasını taşır. Birçoğu geriye sadece anılar ve eksik kalan hayatlar bıraktı. Biz bu fotoğrafları çekerken yalnızca bir zamanın izini değil, bastırılmış bir tarihin yeniden dile gelmesini amaçladık. Bu sergi, unutmaya karşı bir duruştur. Çünkü unuturken sadece isimleri değil, yüzleri; insanları değil, insanlığı kaybediyoruz. Bu bölümdeki fotoğraflar, geçmişin derin izlerini ve yaşanan kayıpların unutulmaz hatırasını gözler önüne serer.
Fotoğraflar, geçmişin canlı tanıklarıdır. Her anı, zamanın derinliklerinden günümüze uzanan bir köprüdür. Bu bölümde yer alan fotoğraflar ve anlatılar, unutulmuş bir tarihî hafızayı yeniden canlandırır. Tarihsel hafızamızda derin yaralar açtı. Fotoğraflar, sadece fiziksel değil, manevi bir boşluğu da temsil eder. Bu topraklarda yaşananların unutulmaması, köklerimizin canlı kalması için elzemdir. Zaman hızla akarken, kaybolan yaşamları ve hatıraları korumak bir zorunluluktur. Bu sergi, geçmişin yitik zamanına ışık tutarak, unutulmaya karşı bir direnç örneğidir.
Fotoğraflar, geleceği inşa eden temel taşlardır. Geliyê Zîlandan kalan fotoğraflar, sadece acıyı değil aynı zamanda direnişi, umudu anlatır. Bu sergi, fotoğrafların yaşatılması ve gelecek kuşaklara aktarılması için bir çağrıdır.
Hafıza bir yük değil, bir direnme biçimidir.
Bu sergi, o direnişin görsel hafızasıdır.
Sizleri, Zîlan’ın sessiz tanıklarıyla yüzleşmeye, onların suskun bakışlarında geçmişin yankısını duymaya çağırıyoruz.
Çünkü unutmamak, hatırlamanın en derin hâlidir.
Ve hatırlamak, bir halkın varlığını yeniden kurma eylemidir.
Fotoğraflar:Roj Yiğit ve Nûjîn Onen
Yararlanan kaynak: Roj Yigitin Serhat Newsteki yazisi ve Nihat Gûltekinin hazirladigi Zîlanin Sessizliginden Tanikliga broşuru